Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği (AGEB) Türkiye’de inşa edilen kuyu tipi hapishaneler olarak bilinen Y tipi hapishanelere karşı açıklama yaptı. AGEB, politik tutsaklara yönelik hapishanelerde tecrit saldırılarının sürdüğünü belirtti.
AGEB, kuyu tipi hapishanelerindeki tecrit ve saldırıları Avrupa kamuoyuna da taşımak mücadele edeceklerini belirtti. “Kuyu Tipi Hapishaneler Kapatılsın! Devrimci Tutsaklara Özgürlük!” şiarlı açıklamanın tamamı şöyle:
Hapishanelerde tecrit ve tretmana dayalı politika yeni tipte hapishanelerin yanında keyfi baskı ve uygulamalarla devam ediyor.
Kuyu tipi hapishanelerde devrimciler izolasyon-tecrit işkencesine maruz kalıyorlar. Hasta tutsakların insanı koşullarda tedavi hakkı engelleniyor.
Bu baskı ve zulme boyun eğmeyen direnen devrimci tutsaklara tecrit içinde tecrit uygulanıyor, mektup ve görüş yasakları konuluyor, tahliye süresi dolanlarsa” iyi hal” göstermedikleri gerekçesiyle içerde tutulmaya devam ediliyor.
Onbinlerce politik tutsak, faşist devlet politikaları sonucu bugün zindanlarda bulunuyor.
Türkiye’de son yıllarda giderek yaygınlaşan ağır tecrit uygulamalarının ve “kuyu tipi” olarak tanımlanan Y tipi hapishanelerin “beton tabut” benzeri yapısıyla güneş ışığı ve hava dolaşımı erişimini engellediği, dolayısıyla insan yaşamı için uygun olmadığı Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), İnsan Hakları Derneği (İHD) ve çok çeşitli kurumlarca da rapor edilerek kamuoyuna yansıdı.
Türk egemenlerinin devrimci, komünist tutsaklara yönelik baskı, işkence, idam, hapishanelerde katletme politikaları sistematik biçimde sürmektedir.
12 Mart ve 12 Eylül faşist Cuntaları sürecinde yapılan idamlar ve işkencede katletmeler toplumsal hafızamızda yerini korurken, Devrimci tutsaklara yönelik izolasyonu içeren tek tip hücre sistemi olan F Tiplerini uygulamak için 19 Aralık 2000’de onlarca tutsağın katledilmesiyle sonuçlanan “Hayata Dönüş” katliamı gerçekleşti. Ondan önce Diyarbakır, Buca, Ulucanlar’da yine faşizm toplu katliamlar gerçekleştirmişti. Türkiye hapishaneleri denilebilir ki katliam ve direnişler tarihidir. Faşizm katletmekten devrimci tutsaklar ise tereddütsüz direnmekten vazgeçmemiştir.
Türkiye Hapishanelerinde mevcut durumda 1412 hasta tutsak bulunmaktadır. Son 25 yılda toplamda 2.670 kişinin Hapishanelerde katledilerek, yada tedavi edilmesi engellenerek, yaşamını kaybettiği bilinmektedir.
Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi, Metris, Mamak, Sağmalcılar, Buca, Ümraniye, Ulucanlar’da yapılan katliamlarla devrimci tutsaklar teslim alınamadığı ve direniş bir çok mücadele araçlarıyla devam ettiği için, Türk Devleti, Avrupalı emperyalist ağababalarından öğrendiği ve örnek aldığı F Tiplerini MGK’da karar alarak 2000 yılında uygulamaya koydu. Bu baskıcı uygulamalar AKP’nin tek parti iktidarı döneminde de yeni tipte tecrite dayalı hapishanelerle sürdü. Çeşitlenen saldırılar tüm toplumu da tecrit altına alacak şekilde hayata geçti. Türkiye’nin emekçileri, ezilenleri bugün her türlü baskı ve sindirme politikalarıyla, adeta bir açık hava hapishanesinde yaşıyor.
Devrim mücadelesinin öncülerini, halkın kurtuluşu davasına kendini adayanları zindanlarda tutarak, halkımızın bilinçlenmesini, örgütlenmesini ve sisteme karşı mücadelesini engellemeye dönük bir devlet politikası olarak sürdürülen Hapishaneler politikası, AKP iktidarı döneminde de tüm hızıyla devam etmektedir.
Tayyip Erdoğan’ın başında olduğu Cumhur İttifakı iktidarının TBMM’de bir yandan Komisyon kurarak “müzakere” “barış” ve sözde demokratik toplum yaratma adı altında devam eden süreçte de; yaptığı uygulamaların, hukuksuzlukların ve Hapishanelerde insanlık dışı koşulların sonlandırılması için; Kuyu tiplerinde direnen devrimci tutsakların sesi olmak, onların mücadelesini sahiplenmek ve seslerini Avrupa kamuoyuna da duyurmak için tüm halkımızı, yerli ve göçmen emekçileri, devrimci, demokrat kurum ve kişileri sesini yükseltmeye ve devrimci tutsakları sahiplenmeye ve faşizme karşı mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz!
Avrupa Göçmen Emekçiler Birliği ( AGEB )
KASIM 2025







