Yemen’de Ensarullah Hareketi yaptığı açıklamada Başbakanları Ahmed Galib el-Rahvi’nin 28 Ağustos’ta İsrail tarafından düzenlenen bir hava saldırısında diğer bakanlarla birlikte öldürüldüğünü duyurdu. Husiler açıklamada bakanların performanslarını değerlendiren rutin bir hükümet çalıştayı sırasında hedef alındığını söyledi. Açıklamada, “Gazze’yi destekleme konusunda kararlılığımızı sürdürüyoruz” denildi. Rehavi, Ağustos 2024’ten bu yana Sanaa’da Husilerin liderliğindeki hükümetin başbakanı olarak görev yapıyordu.
İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir dün yaptığı açıklamada saldırıların Husilerin stratejik mevzilerini hedef aldığını söylemişti. hedef alınan bölgede aralarında askeri yetkililerin de bulunduğu üst düzey Husi yetkililerin bulunduğu iddia edilmişti. Ancak Husiler toplantıda askeri liderlerin bulunduğunu yalanlamıştı.
Husilerden İsrail’e: Kara günler sizi bekliyor
Yakın Doğu Haber’de yer alan habere göre Yemen Yüksek Siyasi Konseyi Başkanı Mehdi el-Meşat, Değişim ve İnşa Hükümeti’nin geçici olarak görevine devam edeceğini doğruladı ve Rehavi ile diğer bakanların kanının, direnişin güçlenmesi, yeniden inşa ve yolun devamı için bir katalizör olacağını vurguladı.
El-Meşat buna ek olarak, Gazze konusundaki Yemen tutumunun fedakârlıkların boyutuna bakılmaksızın kararlı olduğunu belirterek, şehitlerin kanının “Filistin’i destekleme sözleşmesiyle kutsandığını” kaydetti.
Filistin direniş örgütlerinden açıklama
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, Yemen Başbakanı, bir grup bakan ve yetkilinin ölümünü üzüntüyle karşıladıklarını ifade ederek şu açıklamayı yaptı:
Filistin Kurtuluş Halk Cephesi, kardeş Yemen halkına, Ensarullah kardeşlerine ve kardeş lider Abdul Malik el-Husi’nin temsil ettiği liderliklerine, Yemen hükümetine ve ordusuna, bir grup Yemenli bakan ve yetkilinin şehit düşmesi nedeniyle en derin taziyelerini sunar. Bunların başında, sivil bir toplantıyı hedef alan alçakça bir Siyonist saldırı sonucu şehit olan ve yaralılar veren Başbakan Ahmed Galib el-Rahvi geliyor. Yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Bu iğrenç suç, özgür halkların iradesini kırmak için umutsuz bir girişimde sivilleri hedef almaktan çekinmeyen korkak düşmanın doğasını bir kez daha ortaya koymaktadır. Ancak şehitlerin kanı, yok etme, marjinalleştirme ve işgal projelerine karşı kararlılığın yürüyüşü için yakıt ve kırılmaz iradenin sembolü olmaya devam edecektir.
Şehitler, başta Filistin davası olmak üzere, ulusun davalarına sadakat ve bağlılık konusunda örnek teşkil ediyorlardı. Onların şehit düşmesiyle, ulus davalarına sadık olan nadir kahramanlarını kaybetmiştir, ancak mirasları özgür insanların vicdanlarında kalacak ve onları daha büyük bir kararlılık ve direnişe motive edecektir.
Bu büyük kaybın, Yemen’in ortak mücadele ve ulusun davalarını savunma yolunda ilerleme kararlılığını ve azmini daha da artıracağından eminiz. Bu davaların başında Filistin davası gelmektedir.
Düşmanın suikast ve ihanet politikaları, halkların iradesi karşısında, başta kararlı Yemen halkı olmak üzere, etkisizliğini ve başarısızlığını kanıtlamıştır ve suçları, daha fazla utanç ve rezaletten başka bir şey getirmeyecektir. Şehitler ise, mücadele yolunda ve Kudüs yolunda parlayan fenerler olarak kalacaklar ve Siyonist suçlar karşısında ulusun birliğinin sembolleri olacaklardır.
Hamas ise yaptığı açıklamada, saldırıyı “bir Arap devletinin egemenliğinin açık ihlali, iğrenç bir suç ve tüm uluslararası hukuk ve normlara karşı Siyonist küstahlığın bir göstergesi” olarak nitelendirdi. Açıklamasında “Yemen’de dökülen kanın, Filistin halkının fedakârlıklarıyla birleştiğini, ümmetin birliğini ve Filistin davasının merkeziyetini yeniden teyit ettiğini” kaydetti. Hamas ayrıca, Yemen halkına, Husilere ve Yemen Silahlı Kuvvetleri’ne en derin taziyelerini sunduğunu, yaralılara şifa dilediğini bildirdi.
(HABER MERKEZİ)